DOLMALARI SAR BEŞİKTAŞ GELMİŞ

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Orhan Can'ın köşe yazısı:

Dolmaları Sar Beşiktaş Gelmiş


Beşiktaş bir kardeş takımı ile daha oynuyordu... 

Ama madem ikinci maçtı... 
Bu maçı Beykoz çayırında oynatsalardı keşke... 
Hiç olmazsa tüm mahalleli seyrederdi.. 
Çoluk çocuk heyecana boğulurdu... 
Kim bilir, futbola belki de yeniden heyecan gelirdi... 
Fatma teyze bağırırdı:
“Nermin gız kooşş, dolmaları sar, Beşiktaş mahallemize gelmiş..” 
“Karaoğlan Demba Ba da gelmiş mi gızzz..” 
“Zeyno’ya haber ver çekirdek alsın...” 
Semtin “Ağır abileri” tespihleriyle saha kenarına gelirlerdi. 
Fena mı..!? 
Dolmalar sarılır, çaylar demlenir, çekirdekler yenirdi...
Mahallede bir şenliktir giderdi... 
Nasıl olsa, zemin burada da Beykoz çayırı düzeyindeydi! 
Oysa yeni transferler, taraftarın beğenisine çıkacaktı! 
Alexander Milosevic, Tolgay Ali Arslan, Daniel Opare ve gençler... 
Düşünsenize Demba Ba ve Gökhan Töre yedeklerde... 
Ama taraftar sayısı 2 bin 81 kişiydi... 
Çoğu da Sarıyerli Beşiktaşlılar.. 
Ne de olsa maç semtlerinin takımı ile.. 
Gazeteciler ve güvenlikçiler dahil 2 bin 354 kişi.. 
Gelinen nokta bu! 
Atatürk Olimpiyat Stadı’na geldiğimde “Acaba yanlış stada mı geldim” dedim.. 
Beşiktaş’ın yine “Tayini” mı çıkmıştı ne!? 
Köfteciler bile yoktu..!! 
Bir rezilliktir gidiyordu ya...
“Efendim güvenlik...” 
miş! 
Yok ya; mesele güvenlikse, her yıl yeniden neden kart parası alınacak o zaman..Taraftarlar her yıl isim mi değiştiriyor.. 
Kimlik mi değiştiriyor...!? 
Her yıl ver kart parası ha.. 
Oooo, suyundan da koy, ekmek banarız! 
Mesele ne biliyor muzunuz? 
Mesele, taraftarın soyulacak keriz yerine konulması.. 
Sonra bu maç neden gece..!? 
(Ben cevabını biliyorum ya) 
Ben anladım ki Kaleci Tolga haklı! 
Bu stadın sevilecek tek yanı, adının Atatürk olması... 
Ben bu düşüncelerle boğuşurken, Sosa ortaladı, Necip o kadar rahat gol attı ki.. 
1-0 oldu... 
İkinci yarı Sosa ve Kerim çıktı, Gökhan ve Demba Ba girdi... 
Tolgay ve Milosevic tamam da Opare şimdilik tartışılır bence... 
Demba Ba Abi’siyle oynayan Furkan’nın da Sarıyer’den Cemre’nin de golü çok güzeldi... 
Tolgay da 3. gol vuruşu ile “Ben buradayım” dedi.. 
Neyse, öbür konuya dönecek olursak, bakın, daha önce anlattım, yine anlatayım:
İspanya’nın ünlü bir diktatörü vardı.. 
Francisco Franco! Hani şu ‘Faşo Franco..’
Katilin ağababalarından yani.. 
39 yıl hüküm sürdü. 
Sarayında rahat rahat yaşadı!
Yandaşlar, bu işin sırrını sordular Franco’ya... 
“Boğa güreşi ve futbol...!” dedi... 
Mal mal baktılar gözünün içine... 
Malum, yandaşların kafası pek basmazdı bu işlere...
İdrak etmek başka bir şeydi çünkü... 
Futbola “şekil” vermeye çalışan efendiler, sözüm size! 
Kitleleri idare etmek için size bedava taktik veriyorum!
El alem kitleleri statlara getirmek için on takla atıyor, siz soğutuyorsunuz.. 
Ancak, gecenin en güzel şeyi “Beşiktaş – Sarıyer el ele, hep beraber tribüne..”tezahüratı idi! 
Her şeye rağmen 2 bin 81 kişi 40 bin kişilik destek verdi ya...

BU HABER 35555 KEZ OKUNDU

EN ÇOK İZLENEN VİDEOLAR
youtube kanalımıza abone olun





Kişisel verileriniz Şirketimiz tarafından farklı kanallar veya ilgili mevzuat kapsamında kamu veri tabanları üzerinden ve farklı hukuki sebeplere dayanarak; sunduğumuz ürün ile hizmetleri sağlamak, geliştirmek ve ticari faaliyetlerimizi yürütmek amacıyla toplanmaktadır.

KABUL EDİYORUM ÇEREZ POLİTİKASI