1 milyon prim dağıtıyorum!

Bursaspor başkanı Sn.Ali AY, maçtan 1 gün önce takıma 1 milyon prim dağıtacağını açıkladı. Bu açıklama ister, istemez takımda ilave bir motivasyon sağladı. Paranın gücü mü yoksa Ali AY’ın birilerine yaranma çabası mı bilinmez, Bursaspor sahaya bilenmiş bir şekilde çıktı. 


Şu bir gerçek ki, bu ülke de kardeşleri ile var olan takımlar mevcut. Son zamanlarda bu kardeşlik ilişkileri sadece futbolcu alış verişi ile sınırlı kalmayıp, rakiplere futbolcu satmamaya kadar ilerledi. Fenerbahçe’nin Konya yenilgisi sonrası sosyal medyaya bir görsel düştü. Görsel’in içerisi manidar. Sn.Aziz Yıldırım, Ali Ay’I aramış ve “Dilerseniz Bursaspor’un biz de ki yarısını 1 maçlık size verelim “ diyordu.  İşte bahsettiğim kardeşlik örneklerinden birinin karikatüre dökülmüş hali tam dab u görsel de mevcuttu. 


Vodafone Arena değil, Beşiktaş Vodafone Arena da seyircinin takımı ateşlemesi ve takımında aşırı isteği birleşince inanılmaz başladı maça Beşiktaş. Oyuncuların maça az da olsa bencil başlamasına çok da kızmamak gerekir. Sonuç olarak ölüyü dirilten o seyircinin ve böyle görkemli bir yapının tarihine geçmek, her futbolcunun arzusudur. Ancak Bursaspor’un gölüne kadar olan bu baskı bazı defoların da göz ardı edilmesine sebep oldu. Şunun adını çok açık koyalım. İsmail ve Olcay bu takımı hak etmiyor. Özellikle Olcay Şahan’ın iyi niyeti ve istekli görüntüsünde asla sorun yok. Sorun, futbol zekasında! Takımın kısa ve organize paslarla yaptığı her atak, Olcay’ın dahlia ile anlamsız bir hal alıp son buluyor. Yeni sözleşme ve yıllık 2 milyon isteyen İsmail’e ise, Beşiktaş yönetiminin özel bir kasetle bu maçı izletmesi farz olmuştur. Hemen, hemen herkes sene sonu satılacak ve Beşiktaş’ın yüksek gelir elde etmeyi beklediği futbolcuları konuşuyor. Peki ya kamburlar ne olacak? Mesela İsmail, Serdar, Mustafa Pektemek gibi.. Kâr her zaman futbolcu satışından kazanılmaz. Bazen fazlalıklardan da kurtulmaz gerekir. Bugüne kadar verdikleri emekler için teşekkür edip, bu arkadaşlar ile yolların ayrılması en makul olanıdır. 



Gelelim maçın siyasi tarafına! Yıllardır her köşe yazımda, yayın yaptığım her radyoda zaman, zaman televizyonlar hep şunu söyledim ve savundum. Tribünler siyaset yapma yeri değildir! Ben bunu dedikçe ve savundukça etrafımdan dost kaybettim, eleştiri aldım. Çünkü kaostan beslenmeyi kendisine adet edinmiş her kişi, tribünlerde çıkacak kargaşalardan zevk alıyordu. Herkesi işine geliyordu bu durum. Bu ülkede 1 gece İstanbul United diye saçma ve bir o kadar da sapan bir tanım yaratıldı mesela. İşte tam bu tartışmaların alevinin yeni, yeni söndüğü günlerde PROTOKOL açılışı gerçekleşti Beşiktaş Vodafone Arena’nın. Gün boyu yapılan hatta bugün de devam eden eleştirilerin ortak noktası açılışa taraftarın alınmamasından çok, kimin açtığıydı. Şimdi 5 dakikalığına içinizde ki siyasi kimliği bir kenara bırakın. Gerçekleri konuşmak gerekirse, Sn.Cumhurbaşkanı Anayasa’nın TARAFSIZLIK İLKESİ gereği bu tür kurumsal açılışlarda bulunabilir, açılışı yapabilir ya da temel atmada yer alabilir. Burada eğer bir eleştiri yapılacaksa, Sn.Başbakan’ın gelişi üzerinden yapılabilir. Beşiktaş tüzüğü madde 6 der ki, Kulüp hiçbir şekilde siyaset yapamaz.  Tıpkı stadium isminde olduğu gibi, burada da aslında Tüzük ihlali yapılmıştır. Fakat bu açılışa karşı olanların gözü o kadar kararmıştı ki, kimse tüzükten ya da Sn.Başbakan’ın gelişinden değil, Sn.Cumhurbaşkanı’nın katılımından dem vurdular gün boyu. 


Ve anlamadıkları en büyük şey ise karşık görüşlü iki haber kuruluşunun aynı dakikalarda attığı başlıklardı. Birisi “Vodafone Arena’da Cumhurbaşkanı’na  büyük saygısızlık yazarken” diğeri aynı provakatif üslupla “ Vodafone Arena’nın açılışında çArşı yok, Ak gençlik var” yazarak asıl niyetlerini ortaya koyuyordu. Burada sorun bu başlıkları atanlarda değil, dedim ya onlar kaostan beslenenler. Burada sorun bunlara piyon olanlarda. Amacı üzümü yemek değil, bağcıyı sorgulamak olanlarda. Takımın hedefe ulaşmasına haftalar kala, son viraja girilen şu günlerde yine birileri siyasi orgazmlarını Beşiktaş üzerinden gerçekleştirmenin derdinde. Ve ne yazıktır ki taraftarlardan bir kısım da bu algıya yenik düşmüş durumda. 


Dostlar..

Şunun adını bir koyalım. Beşiktaş bu ülkenin ana muhalefet partisi değil, bir spor kulübüdür.Beşiktaş’a ve taraftarına bu misyonu kimse yüklemeye kalkmasın. Zamanında yüklediniz ve daha sonra bu taraftar yargılanırken hepiniz kafanızı kuma gömüp sırra kadem bastınız. Şimdi bu tuzağa, bu taraftarı kimse düşürmeye kalkmasın! 


Şafak MALATYA

Kişisel verileriniz Şirketimiz tarafından farklı kanallar veya ilgili mevzuat kapsamında kamu veri tabanları üzerinden ve farklı hukuki sebeplere dayanarak; sunduğumuz ürün ile hizmetleri sağlamak, geliştirmek ve ticari faaliyetlerimizi yürütmek amacıyla toplanmaktadır.

KABUL EDİYORUM ÇEREZ POLİTİKASI