Birazdan okuyacağınız satırlar, fazlası ile Siyah ve Beyaz içermektedir. Meslek gereği her ne kadar tarafsız olmak durumunda olsak da, ben ilk günden bu güne hep aynı çizgide durmaya gayret ettim. Ancak bu demek değildir ki sevdalısı olduğum renkleri de kendi kişisel çıkarlarımız uğruna savunmayacak, ortadan konuşacak amiyane tabir ile yuvarlak cümleler kuracağım. Açıkçası bunu yapanlar da samimi bulmamakla birlikte, kişilerin patronaj kaygısıyla böyle bir imaja bürünmesini ise karakter noksanlığı olarak nitelendiriyorum. Ben ne tarafım ne de tarafsız. Benim tarafım belli, ancak taraf olduğum camianın bana öğrettiği terbiye ile haklıya haklı, haksıza ise haksız deme yetisine sahibim! O sebeple amacınız gri tonlarda gezmek ya da tozun pembesini görmek ise, lütfen gözlerinizi yormayınız.

Şimdi gelelim asıl mevzuya…

Güzel ülkemin, bembeyaz ekranlarında ki KARA TV’lerin, salyalı yayınlarında ve yayıncı, yayıncı kurulmuş programlarının, tek ses olup üzerinde birleşebildikleri tek bir konu vardır; Efendilik, mütevazılık her zaman kazanır.

Ortalamaya vurduğunda 3 ile 4 saat arası yayın yapan bu ağabeyler/kardeşler hep aynı teraneyi okurlar izleyicinin yüzüne; Hak, hukuk her şeyin üzerindedir.

Aslına bakacak olursanız bu kimselerin işleri bu sene zor. Gerek saha içinde, gerekse saha dışında geçtiğimiz yıllarda tabiri caiz ise, “ensesine vur, ekmeğini al” tadında yönetilen Beşiktaş, bu sene saha içerisinde daha bir vakur ve dik duruyor. Bunu neden mi rahatlıkla söylüyorum? 12.. Koskoca 12 hafta oldu, Beşiktaş halâ lider! İnanılır gibi değil! Oysa geçen sene ne güzeldi. Ne dediğini anlayan ne de memlekete münhasır kinaye yapanları çözemeyen bir hoca vardı Beşiktaş’ın başında. Koridorlarda küfredilir, saha içerisinden el, kol sallanır hakaret edilir, maç öncesi ve sonrası bu çocukların hakkının yendiğini her ne kadar anlatmaya çalışsa da, ekranlarda salyalı yorumlarlar kendisi ile dalga geçilen bir hoca vardı.

Şimdi ise Beşiktaş için saha içerisinde siyahtan beyaza dönen renk, ekranların geniş ağızlı, hafif meşrep ve sakallı olsa da salyalı güzelleri için siyaha dönüştü. Çünkü karşılarında artık gerektiğinde onların dilinden de gayet iyi anlayan, burjuvanizmin değil, halkın hamuru ile yoğrulmuş bir eğitmen var. Taş ve gedik durumlarında gayet başarılı ama üslubunu hiç bozmayan bu adam, her geçen gün camiasının üzerine Güneş gibi doğarken, aslında yukarıda bahsi geçen kimselerin de tutulması oluveriyor da farkında değiller.

Şunu kimse aklından çıkartmasın. Bu camia, bu taraftar ve Şenol Güneş’i size yedirtmez beyler. O sebeple size önerim, çok daraldıysanız, Beşiktaş’ın 12 haftalık süreçte ki yükselişine çok içerlediyseniz, yazın yorum kısmına adreslerinizi, size en büyüğünden bir kavanoz Nutella göndereyim ekranın karşısında kaşık, kaşık götürüverin! Dün gecenin dram’ı ise; Sezon öncesi 137 milyon Euro harcayıp kasımpatı spor gibi oynayanların, “ Beşiktaş kollanıyor” demesidir. Maç’ın yorumu ne mi? 7 net pozisyonun kaçtığı.. Atiba’nın sol ayağına basılıp sağ el ile arkadan müdahale görüp kazandığı net penaltı’nın verildiği.. Atıf’ın, hatta hiç bir Sivaslı’nın bile itiraz etmediği, ama ortak renkleri belirli yorumcularca, penaltı

olan pozisyonun gerçekleştiği.. Olcay’ın, 15 gün de neredeyse Dünya’nın yarısını dolaşıp, devamında iyi bir profesyonel olarak sahada varını, yoğunu ortaya koyan Atiba’yı örnek almayışı.. İ.Akın’ın son dakika yaşanan pozisyonda penaltısının verilmedi bir maç izledik.

Şimdi KARA TV’leri mizin nev-i şahsına münhasır geniş ağızlı, hafif meşrep ve sakallı olsa da salyalı güzelleri elinizdeki telefonları sakince yere bırakın.. Ve Necip Fazıl üstadın şu satırlarına kulak verin;

“Marifetli hokkabaz, başını kaldır da bak! Gökte bir oynayan var yıldızlara kaydırarak..”

Saygı ve Sevgilerimle 

Şafak MALATYA