Aylin Başaran'la sağlıklı yaşamın sırları

Ünlü spor hocası Aylin Başaran, sağlıklı yaşam sırlarını açıkladı

Aylin Başaran, Türkiye'nin önde gelen spor hocalarından biri... O sporu hayatın içinde tutan biri. İzmir'de yaşayan Aylin Başaran Türkiye'nin dört bir yanından hayran kitlesine sahip... 
Onun doğru tespitleri ve programı sayesinde hayata yeniden tutunanların sayısı bir hayli fazla... 
Aylin Başaran'la sağlıklı yaşamın sırlarını, sporun hayatımızdaki yerinin nerde olmasını, sağlıklı beslenmeyi, diyeti, daha doğrusu hayatı konuştuk. 
Başaran, bize yoğun temposundan zaman ayırdı doğru yaşamla ilgili tüyolar verdi. İşte keyifle okuyacağınız sağlıklı bir röportaj; 

Sağlıklı yaşam için insanlara ''spor yapın'' deniliyor. Bir insan sağlığını kaybedince mi spora başlamalı?

Tabii ki hayır. Spor dediğimiz sağlıklı yaşamın bir parçasıdır. Bu nedenle mümkün olduğunca erken yaşlarda ve sağlığımız tehdit altına girmeden başlamalıyız. Çünkü bedensel ve ruhsal olarak sağlıklı bir yaşam için spor yapmak her şartta gereklidir. Burada spordan kastım; mutlaka fiziksel aktivite. Yani yürüyüş, koşu, bisiklet, pilates, yoga ve bunun gibi aktivitelerden bahsediyorum

Peki kişi spora nasıl başlamalıdır?

Burada önemli olan kişinin yaşı, yaşam biçimi ve sağlık durumudur. Olması gereken durum çok küçük yaşlarda sporu insanlara yaşamın bir parçası olduğunu benimsetmek. Öncelikle çocuklardan bahsetmem gerekirse; erken yaşlarda verilecek eğitim ile spor bilincinin oluşması ve esnek vücut yapılarını spor ile doğru kullanması bilincini vermeliyiz. Çünkü çocuğun fiziksel gelişimi sürecinde estetik ve doğru bir postür oluşumu gerçekleştirebilmesi ve ilerideki yaşamında sporu bir yaşam tarzı olarak devam ettirebilmesi için bu adım çok önemlidir. Genç ve yetişkin insanlara gelirsek, yine çocuklarda olduğu gibi her bireyde sporun önemi ve yaşam için gerekliliği bilinci sağlanmalıdır. Daha sonra fiziksel aktivitelere adım adım başlanmalı ve kişi spordan korkmadan ve yılmadan devam ettirilmesi sağlanmalıdır. Bunun için ilk önerim günlük yürüyüşlerle başlanmalı ve kişiye uygun egzersizler eklenerek devam edilmelidir. Yani yürüyüşün yanın da pilates, yoga, yüzme, bisiklet gibi egzersiz türleri ile fiziksel aktiviteler zenginleştirilmeli.

Kişi spor alışkanlığını nasıl kazanır ve hayatına nasıl entegre eder? 

Uyandığımızda nasıl ki; yüzümüzü yıkamadan güne başlamıyor ve yemek yemeden, su içmeden yaşamımızı sürdüremiyorsak sporu da günlük yaşamımızın bir parçası haline getirmemiz gerekiyor. Peki bunu nasıl yapacağız ve nasıl sürdüreceğiz? Sanırım en çok sorulan soru da bu. Aslında cevabı çok basit. Her sabah yürüyüşümüzü yapmalıyız, vaktimiz mi yok o zaman işe giderken yürüyüşü ulaşımımızın bir parçası haline getirmeliyiz. Haftanın belli günlerinde imkanımız dahilinde bisiklet, yüzme, ip atlama gibi faaliyetlere zaman ayırmalıyız. Hiç mi zamanınız yok market alışverişine gittiğinizde poşetlerle kol kaslarımız çalıştırabiliriz. Hiç mi ev işi yapmıyoruz. Mesela müzik eşliğinde tempolu şekilde bu işleri yapabilirsiniz. Burada önemli olan vaktiniz olması değil vakit yaratmak ve var olan vaktinizde spora yer ayırmayı öğrenmektir.

Sağlık için spor ve beslenme alışkanlıklarının çok önemli olduğu bir gerçek. Peki kişi nasıl doğru beslenmeli?

Güne başlarken en önemli adımlardan biri su içmek. Ne yazık ki bir çok kişi bu adımı atlamaktadır. Su içmeliyiz ki; vücudumuz güne "merhaba" desin. Arkasında zengin ve doğru besinlerle yapacak olduğumuz kahvaltı aslında öğünlerimizin en önemlisi. Çünkü gün içerisinde kullanacağımız enerji için bu gerekli. Tabi ki öğle ve akşam yemekleri dışında ara öğünlerimizi de unutmamalıyız. Meyve, kuruyemiş gibi vitamin ihtiyaçlarımızı ara öğünlerde miktarları abartmadan keyifle tüketebiliriz. Unutmamalıyız ki meyvelerin bir çoğu şeker kuruyemişlerin bir çoğu da yağ miktarı yüksek besinlerdir. Tabii bunu yanı sıra; süt, yoğurt gibi protein ve kalsiyum açısından yüksek besinleri de doğru oran da ara öğünlerimize eklemeliyiz. Alacağımız karbonhitrat, protein, yağ, mineral ve vitaminler yeterli ve gerekli miktarlarda ve doğru kombinler de alınmalıdır. Burada vücudunuzu tanımanız da çok önemli. Neye ihtiyacınız var ve neye ihtiyacınız yok. Bunun için de gerekli doktor kontrolleri yapılmalıdır.

Hayatında hiç spor yapmamış bir kişi sağlık için spora nasıl başlamalı?

Haftanın 3 günü 45 şer dakikalık tempolu yürüyüş ve arkasından yapılacak esneme hareketleri ile başlayabilirler. Bu çalışma kan ve lenf dolaşımının düzenli çalışmasına katkı sağlayacağı için sağlıklı bir metabolizmaya sahip olmalarına da yardımcı olacaktır. Ancak düzgün bir şekilde gelişmiş bir vücuda sahip olmak ve bunu koruyabilmek için ayrıca ruh, beden ve zihinden oluşan kutsal üçlüyü dengeleyebilmek adına mutlaka pilatesi de öneriyorum.
Medya bir çok diyet uzmanını çıkarıyor, vatandaş kime veya hangi metoda güvenmeli?
Diyet  maalesef ki kısıtlamayı ve yasakları çağrıştırıyor. Bundan dolayı da kişiyi strese sokuyor. Diyet programımız cinsiyetimize, yaşımıza, fizyolojik özelliklerimize ve tabi ki yaşam tarzımıza uygun olmalıdır. Bu nedenledir ki; insan öncelikle uzman kişilerden kendi bünyesine ve hayatına uygun bir beslenme programı için yardım almalıdır. Daha sonra bunu hayatında sürdürülebilir hale getirmelidir. Ancak kişi doğru beslenmenin yanında egzersizleri de alışkanlık haline getirmelidir. 

Çağımızın hastalığı obezite! Bir insan nasıl sağlıklı beslenmeli, nasıl sağlıklı olunur?

Obezite sadece yanlış beslenme ile sınırlandırılmamalıdır. Kilo alma kötü beslenmenin yanında hormonal bozukluk, metabolizma yavaşlaması, stres, yaş,cinsiyet, gebelik, bedensel aktivite eksikliği ve çok uyumaya bağlı olabilir. Sağlıklı beslenme dediğimizde dengeli beslenme, yavaş yemek yeme, doğru saatlerde doğru öğün alınması, minimum şeker, tam tahıllar ile beslenme, bol miktarda protein ve lifli miktarlarda beslenme,yeşil çay ve bol su içmek başta gelmektedir. Sağlıklı olmak için ise doğru beslenmenin yanına düzenli bir uyku, minimum stres ve fiziksel aktiviteleri de eklememiz gerekmektedir. Tabii pilates de sağlıklı yaşamın vazgeçilmezlerinden birisidir.

Eminim ki; bir çok insan size de soruyordur; "Spora başladım göbeğim eriyecek mi?" 30 yaşın üstündeki kişilerde göbek yağları nasıl erir? Veya baklava vücut ne kadar sürede mümkündür?

Hiç bir spor aktivitesi bölgesel yağ yakımı sağlamaz. Sadece "Göbeğim erisin, basenlerim azalsın" diye bir beklenti içinde olmamak gerekir. Daha hızlı forma girmek istiyorsanız pilometrik egzersizleri denemelisiniz. Hoplayarak, zıplayarak yapılan pilometri kısa süre içinde patlayıcı güç üreten etkili bir kuvvet antremanı türüdür. Bu da fitness seviyenizi artırarak hızla yağ yakmanıza fayda sağlıyor. Uygun bir beslenme programıyla (diyet) birlikte kollardaki yağlanma, ödem, karın kasının güçlenmesi için kesinlikle pilatesi öneriyorum.

Bir de gelecek nesil, çocuklarımıza nasıl bir spor planı çizmeliyiz?

Çocuklarımızın okulda mutlaka bir spor branşıyla ilgilenmeleri hem sosyal hayatlarına hem de fiziki gelişimlerine katkı sağlamaktadır. Bunun yanında açık hava yürüyüşleri, esneme egzersizleri, bisiklet binmek, yüzme, paten, kaykay gibi aktivitelere de çocuğumuzu yönlendirmek onların sporu bir yaşam tarzı haline getirmelerine katkı sağlayacaktır.

Gerçi söyleşimizde pilatesi çok övdünüz ama yine de sormadan demeyeceğim; Pilates mi yoga mı son günlerin modası zumba mı?

Hepsi de çok faydalı. 
Yoga da temel amaç stresi azaltmak. Stresli olduğumuzda kaslarımız gerginleşir. Yoga vücuttaki kan dolaşımını hızlandırırken bu gerilimi de serbest bırakır. Yoga zarif ve güvenlidir. Yavaş ve derin nefese yoğunlaşırken kalp temposunu düşürerek rahatlamasına yardımcı olur. Ayrıca tüm ana kasları kuvvetlendirerek vücuda denge getirir.
Pilatesin iyi bir kan dolaşımı, güç ve esneklik, sağlıklı nefes alışverişi, güçlü akciğerler, denge ve koordinasyon, sıkı bir karın, enerji, dayanıklılık ve stres seviyesinde azalma, zarar görmüş kas ve eklemlerin yeniden yaralanma ihtimalini önleme gibi faydaları vardır.
Zumba ise latin esintili bir dans fitness programıdır. Hareketli müzikle yapıldığı için ruh halini iyileştirmede, sosyalleşmede, vücuda sıkılaşmasında ve kardiyo olduğu için kilo vermeye yardımcıdır. Tempolu bir spor olduğu için kalp sağlığı açısından problemi olanlar zumbaya başlamadan önce mutlaka doktora danışmalıdır.

Bu güzel söyleşi için teşekkür ederiz... 

EN ÇOK İZLENEN VİDEOLAR
youtube kanalımıza abone olun