Beşiktaş duruşuna yakışmadı

Beşiktaşlılık bir takım tutmak değildir. Bir duruştur. Bir vicdandır. Bir hayata bakış biçimidir... Gazeteci Burhan Akdağ yazdı:

BEŞİKTAŞ DURUŞUNA YAKIŞMADI

Beşiktaşlılık bir takım tutmak değildir. 

Bir duruştur. 

Bir vicdandır. 

Bir hayata bakış biçimidir.

İşte tam da bu yüzden, son yaşananlar Beşiktaş duruşuna yakışmadı.

Beşiktaş ülkelerinin en özel kulüplerinden biri olan Necip Uysal, 21 yıllık emeğinin ardından, sıkıştırılmış bir açıklamayla Beşiktaş'tan koptu. 

Ne bir veda vardı, ne bir jübile, ne de Dolmabahçe'de son bir maç... 

Geriye kalan tek şey ise sessizlik oldu.


Oysa Necip Uysal; bu kulübün yaşayan adeta hafızasıydı. 

Bu kulübün sigortasıydı. 

Sadakatin, yardımcılığın, fedakarlığın ete kemiğe bürünmüş hâliydi.

2004 yılında Beşiktaş kapısından içeri girdi. 

500'ün üzerinde maç oynadı. 

Kaptanlık yaptı. 

Ve bir gün bile “ben” demedi.

Beşiktaş, 2009'dan bu yana Necip'in oynadığı mevkilere yaklaşık 50 transfer yaptı. 

Bu transfere 75 milyon Euro'dan fazla bonservis ödendi. 

Ama sezonun sonlarında forma hep yine Necip'indir. 

Çünkü o; miktar söylemez, görev kaçmaz, sorumluluktan hiç kaçmazdı.

Nerede eksik varsa Necip vardı. 

Stoperde Necip, sağ bekte Necip, sol bekte Necip, ön libero da Necip… 

Hatta bir Fenerbahçe derbisinde kaleci sakatlandığında, eldiveni takmaya hazır olan da yine Necip'ti.

Sakatlık mı? 

2010–11 sezonunda yaşadığı ciddi iç bağın kopmasına rağmen sadece 28 gün sahalardan uzakta kaldı. 

Geçen sezon ağır sakatlıklara kadar, profesyonel kariyerinde hiçbir zaman bir aydan fazla futboldan kopmadı.

Ama Mesele sadece sahada değildi.

Kulüp zor durumdayken mukavelesine rakam yazmadan imza atan oydu. 

Herkes kur farkını konuşurken, maaşını TL'ye sabitleyen oydu. 

Pandemi döneminde indirim yapan yine oydu.. 

Ödemelerin gecikmesinde yabancı futbolcuların isyanını bastıran, soyunma odasında dengeyi sağlayan oydu.

“Önce Beşiktaş gelir” cümlesini sloganından kurtarılabilir hayata dönüştürülen isimdi Necip Uysal.

Geçen sezon sözleşmelerinin uzatıldığında ne söylendi? 

“ Hedefim Beşiktaş'ta futboldan ayrılmak.Sonrasında teknik adam olmak istiyorum. ” 

Yani bu kulübe sadece bugünü değil, yarını da olmak istiyordu.

Ve şimdi…

Ne bir jübile teklif edildi.. 

Ne de bir veda töreni. 

Belki ileride bir teşekkür yazısı. 

Belki de bir plaket.

Peki soruyorum: 

Necip Uysal bunu hak edecek ne yaptı?

İçimi en çok acıtan başka bir konu ise: 

Çok sevdiğim, saygı duyduğum Sergen Yalçın'ın bu kararının alınmasında etkili olduğudur. 

Bu beni gerçekten çok üzdü.

Çünkü Beşiktaş'ta herkes gider. 

Ama bazı değerler kalmalıdır. 

Ve bazı isimlerle vedayı da Beşiktaş'a yakışır biçimde yaşamalıdır.

Bunu en iyi bilenlerin başında Sergen Yalçın gelir. 


Beşiktaş yönetimi, bir dönem Sergen'i takımdan gönderdiğinde, İstanbulspor'la yaptığı imza töreni gözümün önünden ihç gitmiyor.. 

Bir yöneticiyle ters düştü diye Sergen yalçını beşiktaş’tan uzaklaştırdılar..

O gün karşısına çıkan yöneticinin adını bugün kimse hatırlamaz. 

Ama Sergen Yalçın hala Beşiktaş'tır.

İşte tam da bu yüzden, bu kararı Sergen'e yakıştıramadım.

Necip Uysal bir futbolcu olarak kalabilir. 

Ama bir değer olarak böyle uğurlanamaz.

Bu durum Beşiktaş’a hiç yakışmadı. 

Ve biz Beşiktaşlılar, maalesef bu burukluğu uzun süre içimizde taşıyacağız.

Beşiktaşlılık; tabeladaki  skorla, alınan kararla ya da atılan imzayla ölçülmez. 

Beşiktaşlılık, vefayı unutmamaktır. 

Emek verenin arkasından sessizlikle değil, onurla yürümektir 

Çünkü bu camiada değişiklikler olur, isimler gider… 

Ama BEŞİKTAŞ’lılık duruşu devam eder. 

BURHAN AKDAĞ 

EN ÇOK İZLENEN VİDEOLAR
youtube kanalımıza abone olun





Kişisel verileriniz Şirketimiz tarafından farklı kanallar veya ilgili mevzuat kapsamında kamu veri tabanları üzerinden ve farklı hukuki sebeplere dayanarak; sunduğumuz ürün ile hizmetleri sağlamak, geliştirmek ve ticari faaliyetlerimizi yürütmek amacıyla toplanmaktadır.

KABUL EDİYORUM ÇEREZ POLİTİKASI