Derbi öncesi tehlikeyi açıkladı

'Sahada rehavet uykusuna dalarsan, seni uyandıran şey çoğu zaman rakibin gol sesidir...' Gazeteci Sedat Kaya'nın Halk TV'deki köşe yazısı:

Beşiktaş'ı galibiyete rağmen uyardı: Derbi öncesi tehlikeyi açıkladı

Halktv yazarı Sedat Kaya, Beşiktaş Kocaelispor maçını yorumladı. 

Sergen Yalçın'la yeni bir heyecan yakalayan Beşiktaş için Kocaelispor karşılaşması Galatasaray derbisi öncesi prova gibiydi.

Henüz galibiyetle tanışamayan ve ligin dibine demir atan Körfez ekibi, maça çok iştahlı başlayan Beşiktaş'ı seyretmek zorunda kaldı.

İlk düdükle birlikte ön alan baskısını hissettiren Siyah-Beyazlılar, oyunun mutlak hakimi oldu. Bu, uzun süredir taraftarın özlediği bir başlangıçtı. Özellikle 3.bölgede çok etkili oldular. İlk on dakikaya sığan iki gol, farklı bir galibiyetin habercisi gibiydi. İlk golde Rafa Silva’nın deparı, inatçılığı, doğru yerde bulunma becerisi ve bitiriciliği alkışları hak etti. Top onun ayağına sadece yakışmıyor, gol de sanki onunla bütünleşiyordu.

İkinci golde ise sahneye Cerny çıktı. Kaleci Jovanovic’in hatasını affetmeyen Çek oyuncu, soğukkanlı bir vuruşla farkı ikiye çıkardı.

Bu golden sonra Siyah-Beyazlılar adeta maçı kazanmış gibi bir duraklama yaşayıp, oyunun hâkimiyetini de Kocaelispor’a bıraktılar.

İlk 10 dakikada fırtına gibi esen takım yerini gezen takıma bıraktı. Sanki o ilk coşku aynı takımın değil de, tribünlere gösterilen kısa süreli bir fragmandı.

Yine de Orkun’un yönlendirdiği ataklarda biraz daha dikkatli olabilseler, fark ilk yarıda açılabilirdi. Orkun, önceki maçlara kıyasla çok daha istekliydi; ancak bazı pozisyonlarda pas yerine şutu tercih etmesi, skor katkısını sınırladı.

Kocaelispor ise yediği iki golün ardından topa daha çok sahip olmaya çalıştı. Fakat bu çaba sadece Petkoviç’in yakaladığı tek fırsatla sınırlı kaldı. Onun dışında sahada varlık göstermeleri mümkün olmadı.

İkinci yarının başlangıcı ise, ilk yarının tam tersi bir tabloyu sahaya getirdi. Bu kez saldıran, üçüncü bölgeye yerleşen ve baskıyı kuran Kocaelispor’du. O baskının ödülünü de Tayfur’un golüyle aldılar ve farkı bire indirdiler.

Bu gol Beşiktaş’a adeta bir uyarıydı.

Çünkü futbol, sadece topun değil, zihnin de oyunu. Bir anlık rehavet, bir anlık gevşeklik bedelini hemen ödetir. Çünkü sahada rehavet uykusuna dalarsan, seni uyandıran şey çoğu zaman rakibin gol sesidir.

Beşiktaş bu gol sesiyle uyandı, kendine geldi ve uzatma dakikalarında Jota Silva ile 3.golü buldu.


Sonuçta Beşiktaş 3-1 kazandı.

Evet, kazanan her zaman haklıdır derler. Ama futbolun gerçeği şu ki; sadece on dakikalık parıltıyla her maç alınamaz. Siyah-Beyazlılar o ilk on dakikada gösterdikleri iştahlı, hırslı ve baskılı futbolu 90 dakikanın tamamına yaymak zorunda.

Çünkü futbol, sadece bir başlangıç hikayesi değil, aynı zamanda bir sona varma sanatıdır. Başlangıç ne kadar görkemli olursa olsun, son perdeyi aynı güçle kapatamazsan tablo yarım kalır.

Beşiktaş’ın önünde şimdi Galatasaray derbisi var. O sahnede anlık parıltılar değil, kesintisiz bir ışık gerekecek. Yoksa bugünün sevinci, yarının yükü olabilir. Nietzsche’nin dediği gibi.

"Uzun süre uçmayı öğrenmeyen, hep yere yakın yaşamak zorunda kalır."

Kartal’ın kaderi, gökyüzünde kalmayı öğrenmesinde gizli.

Sedat Kaya - Halk TV

EN ÇOK İZLENEN VİDEOLAR
youtube kanalımıza abone olun