Sürdürülebilir Başarı, Sürdürülebilir Gelecek: Beşiktaş’ın Yapısal Yolculuğu

Bugün Beşiktaş’ın karşı karşıya kaldığı temel mesele, kulübün sürdürülebilir bir yapıya nasıl kavuşacağıdır. Sürdürülebilirlik yalnızca mali tablolarla sınırlı bir kavram değildir... Beşiktaş genel kurul üyesi Prof. Dr. Mehmet Burçin Pişkin yazdı:

Sürdürülebilir Başarı, Sürdürülebilir Gelecek: Beşiktaş’ın Yapısal Yolculuğu 

Prof. Dr. Mehmet Burçin Pişkin

Beşiktaş bir spor kulübüdür. Evet, bu ifade çok basit görünebilir ama içinde büyük bir hakikat barındırır. Çünkü Beşiktaş, sadece skorlar üzerinden değerlendirilemeyecek kadar büyük bir geçmişin, kültürün, aidiyetin ve insan kaynağının taşıyıcısıdır. Bu büyüklük; doğru yönetilmediğinde bir yük, doğru yapılandırıldığında ise bir sıçrama tahtası olabilir.

Bugün Beşiktaş’ın karşı karşıya kaldığı temel mesele, kulübün sürdürülebilir bir yapıya nasıl kavuşacağıdır. Sürdürülebilirlik yalnızca mali tablolarla sınırlı bir kavram değildir. Sürdürülebilirlik; sportif başarıyı, kurumsal planlamayı, insan kaynağını, gelir çeşitliliğini ve marka değerini bir arada kapsayan bütünsel bir yapılanmadır. Bu yapıyı kurmak için ise en önce karar vermemiz gereken şey, “Beşiktaş nasıl bir kulüp olacak?” sorusunun cevabıdır.

Hibrit mi, Seçici mi, Arayışta mı?

Beşiktaş’ın mevcut kadro planlaması, ne yazık ki stratejik bütünlükten uzak. Orkun Kökçü ve Tammy Abraham gibi üst düzey isimlerle pazarlık masasına otururken, aynı dönemde Arroyo ve Ricardo gibi geleceğe dönük ama belirsizlik içeren yatırımlar yapılmakta. Bu ikilik, bir arayışın değil, bir kararsızlığın göstergesidir.

Avrupa’da başarılı olmuş kulüplerin tamamı, kendi yapısal kimliklerine karar vermiş organizasyonlardır. Benfica’nın genç yetenek üretim ve satış modelinden Liverpool’un dengeli hibrit yapısına; Manchester City’nin sistemsel dominasyonundan Bayern Münih’in kurumsal disiplini ile rekabetçi sürekliliğine kadar her biri farklı yollardan ama ortak akılla yürümektedir.




Biz ne olacağız? Bu sorunun cevabı, tüm planlamamızın başlangıç noktasıdır. Ancak unutmamak gerekir ki, hangi model seçilirse seçilsin, hepsinin ortak zemini “doğru yapılanma, doğru planlama ve kurumsal netliktir.”






Avrupa Arenası: Marka Değerinin Yegâne Sahnesi






Bir spor kulübünün finansal istikrarı ile sportif başarısı arasında doğrudan bir bağ vardır. Bugün hangi sponsora ya da yatırımcıya gidilirse gidilsin ilk bakılacak şey; markanın taşıdığı potansiyel ile performansıdır. Taraftar bile başarısızlığa sırtını dönerken, dış yatırımcıdan sadakat beklemek hayal olur.




Bu nedenle Beşiktaş’ın Avrupa’da süreklilik göstermesi, yalnızca prestij değil, ekonomik sürdürülebilirlik açısından da zorunluluktur. Şampiyonlar Ligi kalıcı hedef olmalı, en kötü ihtimalle UEFA Avrupa Ligi’nde çeyrek final ve ötesi zorlanmalıdır. Şu anda önümüzdeki Shakhtar Donetsk maçı, yalnızca bir tur maçı değildir. Bu maç; sportif yapının, kurumsal vizyonun ve Beşiktaş’ın uluslararası tanınırlığının kaderini belirleyecek bir kırılma noktasıdır.






Gelir Kaynakları Betonla Sınırlı Olamaz






Sayın Başkan Serdal Adalı’nın transfer çabalarını ve kulübe mali kaynak yaratma arzusunu görüyor, önemsiyorum. Özellikle Dikilitaş projesi ile bir finansal hareketlilik hedeflendiği açık. Ancak, bu tür projelerin tek başına yeterli olamayacağı da bir gerçektir. Zira o projenin olası getirileri daha şimdiden Orkun ve Abraham transferleriyle neredeyse tüketilmiş durumdadır.




Unutulmamalıdır ki Beşiktaş gibi büyük bir camianın gelir kaynakları sadece taşla, toprakla, arsa değeriyle sınırlı kalamaz. Sporun ve futbolun doğasına uygun, marka değerini destekleyecek yaratıcı ve sürdürülebilir gelir modellerine ihtiyaç vardır. Bu konuda geçmişte bizim de ekibimizle birlikte sunduğumuz projeler raflarda tozlanmak yerine, güncellenerek hayata geçirilmelidir.






Asıl Güç: Beşiktaş’ın İnsan Kaynağı






Beşiktaş’ın en büyük gücü, ne mabedidir ne de tarihi; en büyük gücü, onu seven, emek veren, bilgi ve birikimiyle katkı sunmak isteyen insan kaynağıdır. Ancak son yıllarda ne yazık ki bu kaynağın önü bir avuç çıkar grubu tarafından kesilmekte, motivasyonları kırılmakta, üretme potansiyelleri sistem dışına itilmektedir.

Beşiktaş’ı kalkındıracak asıl proje, bu insan kaynağının doğru şekilde sisteme entegre edilmesidir. Yönetimin bu konuda sorumluluğu büyüktür. Derneklere ya da belli gruplara angaje olmuş yapılar yerine, liyakat ve üretkenlik üzerinden organize edilmiş bir Beşiktaş modeli inşa edilmelidir. Bizim en büyük gelir kaynağımız, Beşiktaşlıların Beşiktaş için üretmesidir.

Sonuç: Yeni Bir Dönüşüm Başlamalı

Beşiktaş bugün bir eşikte. Bu eşik ya geçmişin tekrarıyla kaybedilecek ya da akıl, plan ve liyakatla yeniden yazılacaktır. Avrupa kupalarında kalıcı başarı, finansal denge, insan kaynağının etkin kullanımı ve kurumsal yapı ile Beşiktaş yeniden küresel ölçekte saygın bir aktör haline gelebilir.

Ama bunun için önce kendimize sormamız gereken o temel soru hâlâ geçerliliğini koruyor:

“Biz Beşiktaş’ı nerede görmek istiyoruz?” 

Prof. Dr. Mehmet Burçin Pişkin

EN ÇOK İZLENEN VİDEOLAR
youtube kanalımıza abone olun





Kişisel verileriniz Şirketimiz tarafından farklı kanallar veya ilgili mevzuat kapsamında kamu veri tabanları üzerinden ve farklı hukuki sebeplere dayanarak; sunduğumuz ürün ile hizmetleri sağlamak, geliştirmek ve ticari faaliyetlerimizi yürütmek amacıyla toplanmaktadır.

KABUL EDİYORUM ÇEREZ POLİTİKASI